Herşeyi efsane diye tanıtmak moda oldu. Nitekim bu modaya uyanlar yada uymak isteyenler ciddi bir çoğunluğu oluşturuyor. Ve bu sıfatı kalitesinden ediyorlar. Ama gerçek efsaneleri zaman oluşturur. Bir sene iki sene değil, onlarca yüzlerce yıldan sorulur efsaneler.

Her ne kadar yazısız kural bu olsada, fanlarının ilgisiyle bunu bozan bir efsane var!

1996 | Diablo…

Onlarca yıl olmadı henüz, 16 sene ve 3 oyun tamamladı tamamlıcak Diablo, fakat serinin her bir halkası ve ek paketleri yıllarca masa başında tuttu oyun severleri. Özellikle serinin 2000 yılında tamamlanan ikinci oyunu 4 milyondan fazla satarak neredeyse ebeveynini ikiye katladı. Katlanan satış rakamları tek başına referans değil tabiki, çünkü 20 milyondan fazla oyun severin bilgisayarında taht kurdu bu oyun. Bu rakamda RPG türüne ilgisi olmayan pek çok oyun severin etkisi büyük. Böyle bir ilginin ışığında yapılan kritikler ve verilen oylar, tüm zamanların en iyi oyunlarından biri yaptı Diabloyu. Hatta bazı ünlü ve önemli oyun sitelerinin ilk sırasındadır hala. Peki onlarca yılını doldurmasada, bu çeşni sevgi efsane olduğunu göstermez mi?

Şimdi efsanenin üçüncü bölümüne bir giriş yapalım…